Hayırdır inşallah dün gece rüyamda kendimi gaz odasında gördüm. Alma SS Subayları bizi, bir
sürü halinde biz Filistinlileri gaz odalarına tıkıyorlardı. Sanki öbür dünyanın kapısında
çırılçıplaktık. Her rüya gördüğümde gerçek dünyanın neresi olduğunu düşünürüm zaten. Tuhaftı,
Almanlar bizi gaz odalarına tıkıyor ama odalarda gaz olmadığı için oradan kurtulup bizim
Gazze’de denize doğru koşuyorduk. Bu kez de Alman askerleri arkamızdan ateş etmeye başlıyor
ama çırılçıplak denize koşanlara bir türlü kurşun işlemiyordu. Almanya’daki toplama
kamplarından, gaz odalarından Gazze’ye denize doğru koşmaya nasıl gelmiştik, rüya işte ne
olduğunu bir anlasak…
Biz denize doğru koşarken kurşun işlemiyordu ama denize ulaştığımızda da bir anda etlerimiz
asite batmış gibi dökülüyor; artık insanlar yarı et, yarı kemik denizde yığılıp kalıyorlardı. Ne
gerçek hayatta, ne de rüyalarda bize kurtuluş yoktu galiba. Bomba sesleri ile uyandım.
İki gün önce bizim bu taraftan birileri, helikopter gibi tek kişinin bindiği paraşütlü şeylere binip
ellerinde silahlarla tellerin üstünden geçerek müzik festivalindeki çok kişiyi öldürüp çok kişiyi
rehin almışlar. Müzik festivali ölüm festivali olmuş. İyi de bunun acısını fena çıkarırlar şimdi
bizden dedim içimden.
Hayvanların bile yuvaları var ama biz hep oradan oraya kaçıp dururuz. “İnsan hayvanlar” diye
bağırıyor adam bize televizyonda kendi hayvanlığından utanmadan. Ne desem boş. Çok
yoruldum, bezdim artık. İyi ki üç yıl önce karım ölmüş, rahmetli bugünleri çekmedi hiç olmazsa.
Bizim için ev diye bir şey yok. “Evim güzel evim”i biz sadece filmlerde görebiliriz. Oradan oraya
şehir göçebeleriyiz biz. Telefon gelir, “Orası vurulacak, hemen çıkın oradan” derler çıkarız. Yine
böyle bir gün telefon gelmişti. Sordum, “Nereye kaçalım?”. “Denize doğru kaçın” dedi
telefondaki. Ben fırladım, ben fırladım kaçtım ama kardeşim ile çocukları daha kapıdan çıkmadan
bomba patladı.
Şimdi rüyalarımda çok sık telefon geliyor. Denize doğru kaçıyoruz ama arkama baktığımda
kardeşimle çocuklarını göremiyorum. Hep denize doğru kaçıyoruz da denizin de başımıza ne
dertler açacağını bilmiyoruz. Aklımız karışıyor, denizi de asit yapmış mıdır bunlar diye.
11 Ekim 2023.