16.11.2023
Yapay zeka bu şekilde gelişimini sürdürdükçe gelecekte sosyal bilimlerin tümü
uzun uzadıya, “insandan veya makineden yana olmak” ayırımı ile uğraşacak. Belki
de yönetim ve siyaset ile ilgili tüm tartışmalar bu noktaya odaklanacak.
Geçmişte, “teknoloji bazı işleri ortadan kaldırır ama yenilerini getirir” anlayışı
yaygındı. Oysa 80’li yıllardan sonra teknoloji getirdiğinden fazlasını götürmeye
başladı. Yapay zeka kavramı 50’li yıllardan beri kavram olarak ortada olsa da,
2023’den sonra olduğu gibi insanların işlerini elinden alabilecek bir düzeye
gelmemişti. Günümüzde ise, yapay zekanın insanın işlerini nasıl elinden alabileceği
çok daha açık bir şekilde ortaya çıkmaya başladı.
2023 yılı yapay zeka için gerçek anlamda bir dönüm noktası oldu ve gündemde
sadece büyük dil modelleri söz konusu olsa da, bu modeller bile insanların işleri
konusunda gerçek anlamda tehdit oluşturmaya başladı. Dört-beş yıl içinde yapay
zekaya dayanan kişisel asistanlar devreye girdiğinde ise, bu konu daha da ciddi bir
noktaya evrilecek.
Diğer yandan büyük teknoloji şirketleri, sürekli yapay zekanın “heyecan verici yeni
meslekler” geliştireceğini savunuyor. 5 Ekim 2023 tarihinde The Wall Street
Journal’da yayımlanan ve Robert McMillan tarafından yazılan “Yapay Zeka Çağında
İnsanlar İçin Yeni İşler” (The New Jobs for Humans in the AI Era) adlı bir kısa
makalede de bu konu inceleniyor.
Makalede yapay zekanın getireceği yeni işler arasında ilk sırada, şirket içi büyük dil
modeli geliştiricisi sayılıyor. Deniliyor ki, “Şirket içi geliştiriciler, modelleri bir
şirketin yıllık raporunu özetlemek ya da bir müşteriye kredi başvurusu sürecinde
rehberlik etmek gibi işlevleri daha iyi yerine getirmeleri için yeni kelime kalıplarıyla
tanıştırarak bu durumu değiştirecek”.
Pardon…
Bu kelime kalıpları, GPT-4, Bard gibi modellerin eğitildiği veriler içinde yok mu…
Olmaz mı ama yeni iş olacak ya…

Chapel Hill’deki North Carolina Üniversitesi’nde ekonomi ve finans profesörü olan
Eric Ghysels diyormuş ki, “Şu anda yöneldiğimiz şey, az sayıda şirketin bu devasa
modelleri geliştirmesi ve daha sonra müşterilerin -finans kurumlarının- bu
modelleri alıp kendi amaçları doğrultusunda daha iyi eğitmesi”. Ghysels’e göre
finans kurumları için asıl zorluk, tüm bunları yapabilecek nitelikte insan bulmak
olacak”mış.
Adam haklı, bu nitelikte insan nerede?
Bunları büyük teknoloji şirketleri bulsa, havada kapıp hemen işe alırlar. Normal,
sıradan insanlar için “şirket içinde büyük dil modeli geliştirmek” pek de olacak iş
değil.
Geçelim makalenin önerdiği başka bir işe. “Yapay zeka şu anda insanlar tarafından
yapılan daha fazla işi üstlenebilecek hale geldikçe, insanların üretken ve istihdam
edilebilir kalmak için becerilerini daha agresif bir şekilde yükseltmeleri gerekecek.
Yeni bir öğretmen türü olan ‘Reskillers’, insanların makinelerden bir adım önde
olmalarına yardımcı olacak”mış.
İnsan becerilerini agresif bir şekilde yükseltmelerine yardımcı olacak bir tür
öğretmen…
Ve bunlar herhalde kendileri makinelerden bir adım önde ki, insanların
makinelerden bir adım önde olmalarına yardımcı olacaklar…
Makalede deniliyor ki, “Üretken yapay zeka öncesi ‘eski dünyada’ bir şirket kurmak
için belki de 100 kişiye ihtiyacınız vardı… Yapay zeka ile belki de bu şirketi 30 kişiyle
kurabilirsiniz.” Sayın Robert McMillan bindiği dalı kesip, kendi tezini çürütüyor.
Beyefendiye, “İyi de 70 kişinin işi nereye gitti?” diye sormak gerekir.
Yeni işler arasında, yapay zeka psikoterapistliği ile istem mühendisliği de var. İstem
mühendisliğinin, kişisel yapay zeka asistanları devreye girdiğinde önemi ne ölçüde
olacak, onu da tartışmak gerekir. Yapay zeka psikoterapistliğini ise tartışmaya bile
gerek yok. Tek önemi, çok insan işsiz kaldığında bunların psikolojik sorunlarının
arttığını kabullenmek olabilir.
The Wall Street Journal’da bu kadar temelsiz bir makale nasıl olabilir?

Olabilir çünkü büyük teknolojinin başka çaresi yok.
Büyük teknoloji şirketleri, bu tür hayaller ile insanları ne kadar kandırabilirler
bilemiyoruz. Yapay zeka gümbür gümbür geliyor, Bill Gates en büyük bilişim
devriminden söz ediyor. Bu nedenle, “İnsanların işleri ne olacak?” sorusunu
sormak ise insanların en doğal hakkı.
Bakalım kimler makineden, kimler insandan yana olacak?